19 Temmuz 2016 Salı

Cemaat ‘Break’ Dansta

Bugünlerde bir cemaat şeysidir gidiyor. ‘embedded’i aşma başarısını gösteren Mehmet Ali Birand bile durumu şöyle yorumluyor:

““Cemaat” ile iktidar partisinin hem çıkarları hem de dünya görüşleri öylesine birbirine yakın ki, neyi “Paylaşamıyorlar”, anlaşılamıyor. Ben şahsen “Cemaat”in Türkiye'yi bizzat yönetmek, iktidar olmak gibi ne niyeti ya da mekanizması olduğunu düşünmüyorum. Ancak “Cemaat” bunu etrafa yeterince “Anlatamıyor”. Daha doğrusu bu dışarıdan “Anlaşılamıyor”. Bilinsin ki “Cemaat” şeffaflaşmadıkça, bu tip “Şüphelerin” önüne geçilemeyecek. Ortalıkta her zaman buna yönelik “Korkular” olacak. Zira bir süredir etrafa yayılan bu “Kokulara” baktığınız zaman, bir “İtişme” olduğu izlenimi giderek yaygınlaşıyor.”


(Birand’ın darma duman vurgulamalarına dikkat.)

Neyi paylaşamıyorlar?

Yıkımı. ABD tarafından gözden çıkarılmışlığı.

Gelelim durum saptamalarına:

Her zaman askeri darbe olmaz, bazan sivil darbe de olur. Türkiye’de de çok oldu. Sezer gibi Evren’in adamı birinin cumhurbaşkanı seçilmesi ve sonra da kriz çıkarması bunun bir örneğidir.

Asıl sorun Müslümanlar’da:

Şeriatı beceremediler, İslam / Sünni Kilisesi’ni becerdiler. Medya ve kendileri aymasa da, cemaat küçülüyor. Çok yakında akan sularını da yurtdışından kesecekler.

Halkımız, bir kuşakta birden çok cemaat değiştirir, dönektir; hakir, zalim, korkaktır. Hafiften hafiften dümen kırmaya başladılar. Kimileri erken ayar, kimileri geç ayar, kimileri hiç aymaz.

Bir de AKP’nin bu işe nasıl baktığına bir bakalım:

“Çelik, "AK Parti kendi tabanıyla kavga etmez. 1-2 kişinin yanlışı bir gruba mal edilemez. Bürokraside 28 Şubat’ı yeniden hortlatmayız. AK Parti bu tuzağa düşmez" dedi.”


Açıkça ortada: AKP’liler bile cemaaate kızıyorlar ama belli etmiyorlar. Kurbanlık koyun / zekat keçisi olarak birilerini harcamakla yetinecekler, onun sinyalini veriyorlar.

Ancak, konuyu 28 Şubat’a çevirmeleri aşırı yorum ve bir itiraf oluyor: Yani, olayın bazı dincileri iktidardan tasfiye olduğunu kabul etmiş oluyorlar.

Peki, AKP tuzağa düşer mi?

Adamlar çok bahtsız:

2011 seçimleri oldu. Henüz meclis toplanmadan, dünya ve Türkiye göçtü. Şike davası içte, Arap Baharı dışta bizi çökertmeye yetti de arttı bile.

Orada da kalmadı: 2012 Fransa, ABD ve Rusya başkanlık seçimleri var, herkes iç dertlerine düştü. Fransa başımıza soykırım yasasını sardı.

O bahtsızlık onları tuzağa çekti, çünkü iktidarlarının 10. yılında artık megalomaniye kapılmış durumdalar: Şeşibeş bakıyorlar.

Kendi elleriyle Türkiye’de dini çökerttiler. Kendi elleriyle muhafazakar aile kurumunu çökerttiler. Benim tanıdığım hiçbir namuslu Müslüman, AKP’den utanmazlık edemiyor.

Cemaat ise farklı dalga boyunda:

Boşta kalan maddi ve manevi artı değerleri, peygamber ölüm döşeğindeyken yaptıkları gibi, hoca nasıl olsa yakında mevta diye, talana başladılar. Cemaatin oto-kontrolü kalmadı. Başıbozuklar ayakken baş olmaya kalkıyor.

Cemaatin fay hatları kırılıyor.

Cemaat ‘break’ dansı yapıyor.

AKP için bir ‘requiem’ rica ediyoruz, gavur markalı takım elbise giyenlere ve altına medeniyet yuları kravat takanlara, o yakışır.


(17 Şubat 2012)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder